RUH HALİM DÜNYANIN KENDİSİ

Aslında tam olarak algılayamadığım bir film hakkında konuşmak, yorum yapmak ne kadar doğru bilmiyorum; ama filmde dikkatimi çeken birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki siz de izlemek istersiniz…

Filmin girişinde, filme adını veren trenin geçişinin ardından gelen ilk sahne, beni çok etkiledi. Bir odanın farklı açılardan fotoğrafları çekilmiş, oradaki çeşitli nesnelerin gösterildiği bir sahne… Donuk bir renk ve yıpranmış eşyalar… Filmde fakirlikten, zor yaşam koşulllarından bahsedileceği ve acıklı bir öyküyle karşılaşacağım izlenimini uyandırdı bende. Ama her zamanki gibi önyargılar yanıltıcı oldu.

Günbatımı Sınırı – 2011

Siyah ve beyazın simgelediği iki kişi, Tommy Lee Jones’la Samuel L. Jackson, tanrı ve din hakkında, yaşam hakkında tartışmaya başladı. Ama bu siyah ve beyaz olma hali sadece bir ırk ayrımı değildi. Zaten sırf bu noktada yoğunlaşan bir film ne kadar izlemeye değer olurdu ki? Onlar tamamen başka dünyalara aitti. Her yönüyle zıt; siyah-beyaz, iyi-kötü, güzel-çirkin, inançlı-inançsız, duygulu-duyarsız, kaba-zarif… Onların bu düzeyli ve hayattan çıkarımlarını ele alan tartışmaları görülmeye değerdi.

Masada duran bir İncil etrafında şekillenen konuşma bir dinin yapıtaşlarının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Bizde de Kur’an, hayatımızı yönlendirmede önemli bir etken değil mi; gerektiği gibi okunup anlandığında ne denli etkili olduğu çağrışımı, düşünceleri geldi aklıma.

Filmin ses etkileri adeta ruhumuza işliyordu. Her sahneye ait ayrı bir ses ortamı oluşturulmuştu. Dikkat ve odaklanmayı bu şekilde sağlamak gerçek bir ustalık. İlk sahnelerde oyuncular arasında bir iletişim sorunu yaşatılıyordu ve yağmur yağıyordu. Birbirlerini tanımaya çalıştıkları anda yağmur dindi ve ortalık sessizleşti. Sadece birbirine yoğunlaşmış iki insan kaldı… İşte sanat bu dedirten bir kurgu… Ruhumuza gönderilen ileti; dingince bir rahatlama.

Günbatımı Sınırı – 2011

Dikkatimi çeken bir diğer nokta da “kardeşlik” duygusunun Zenci’yi bu kadar sarması. Yoksa başka bir insan için bu kadar özveriyle mücadele etmek herkesce mümkün mü?
Ve Beyaz’ın itirazları: “Bana, ölüme ve hiçliğe hazırlayan bir din söyle”. Bu cümleyi duyduğumda benim aklıma Hazreti Muhammed’in “Ölmeden önce ölünüz.” hadisi şerifi geldi. İşte dedim, işte İslam’ın güzelliği… Aslında her şey bu kadar yalın ve açık…

Son olarak filmden birkaç cümle vermek istiyorum:
“Bir esrarkeş yüzünden asla ucuzlaşma.”
“Doğru insanlarla karşılaşırsan, dünyevi dertlerinden kurtulursun.”
“Ruh halim dünyanın kendisi.”
İyi seyirler…

Ede Kitap

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz