DÜŞÜNDÜĞÜM GİBİ DEĞİLMİŞ
Daha izlemeye başlamadan, filmin adını ve afişini görünce zihnimde bir film kurguladım. Zenci ve beyaz iki dost; sürekli macera içindeler, eğlenme peşindeler. Tabi bunları yaparken biraz suça karışmadan olmaz. Ve polis de onların peşinde… Buydu hayalimdeki film…
Ancak beklediğim gibi çıkmadı film, hem de hiç. Çok daha güzel çok daha çarpıcıydı… Siyah-beyaz, zengin-fakir, suçlu-suçsuz ayrımı ancak bu kadar yıkılabilir, ya da yıkmak için çaba sarf edilebilir.
Filmde zengin, felçli bir beyazın, havai, uçarı zenci dostuyla arasındaki ilişki anlatılıyor, eğlenceli konuşmalar ve etkileyici sahnelerle. Tabi hâlâ beyazı üstün sayan bir zihniyetin izlerini görmek mümkün; ama zencilerin köle olarak çalıştırıldığı, ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü filmlere kıyasla bir gelişme var.

Biz biliyoruz ki, hiçbir ırkın başka bir ırka üstünlüğü yok, üstünlük ancak takva ile yani bireyin bilinçli olarak Allah’a ve O’nun yarattıklarına karşı saygı, sevgi ve şükür duyarak yaşamasıyla…
Bu düşünceyle baktığımızda bize gayet doğal gelen bu dostluk bir Fransız’ın gözünde farklı olabilir. Belki de bu film, onlarda var olan bu karşıtlık anlayışını yıkmak için hazırlanmıştır. Artık herkesin her şeyden önce yalnızca “insan” olduğu fikri benimsetilmek istenmiştir.
Tüm sınıf farklılıklarına rağmen insanların iyi anlaşabilmesi hâlâ bir umudumuz olduğunu gösteriyor, “insanlık ölmemiş” hissi uyandırıyor ve gönlümüz ferahlıyor. Herkesin hayali değil midir sorunsuz bir dünya? İşte böyle böyle gerçekleşecek bu hayal, işte böyle böyle saracak huzur içimizi…
Başoyuncumuz felçli demiştik ve bilirsiniz ki hasta insanlar kendilerine acınmasından nefret ederler, kendilerine acındığı için ilgi göstermesinden hoşlanmazlar. Boyundan aşağısı tutmayan birine ne kadar ilgisiz ve dostça davranılır, böyle biriyle nasıl arkadaş olunur, böyle biri nasıl mutlu edilir sorularının cevaplarını bulabilirsiniz bu filmde. Bir hastaya acımadan kurulan ilişkinin ne kadar sağlam olduğunu da bu filmde görüyoruz.

Film, aslında yüklendiği görev açısından güldürü filmi değil; ama filmi izlerken gülmemek de elde değil. İkilinin arasındaki konuşmalar, öylesine sıcak, o enli gülünç ki; içten içe acı dolu öyküleri barındıran filmi, eğlendirirken düşündüren filmler arasına katıvermek mümkün oluyor. Hani samimi bir arkadaşınızla saçmalamaya başlamış ve sonunu getirememiş gibi.
Can Dostum, izlemeye değer filmlerden. Başlangıcı ve bitişi zihinde soru işaretleri bırakıyor. Tekrar tekrar izleseniz her defasında farklı hislere kapılır, farklı yanıtlara dalarsınız.
“Dostluk” kazansın diyelim…