Sonra Ne Olacak?
Sonraki Kat, yönetmenliğini Denis Villenevue‘un yaptığı, 2008 yılında yayınlanmış bir kısa kurmaca.
Son Kat, bir toplum eleştirisi yapar; anamalcılığı, tüketim toplumunu eleştirir. Filmde iki ayrı sınıftan insanlar görünür.
Masadakiler, kılık ve kıyafetlerinden anlaşılacağı gibi üst bir sınıfa ait insanlar, diğerleri ise hizmetçiler. Masada görünen her bir insan farklı ulusu veya farklı insan tipini temsil ediyor.
Hizmetçilerde ise böyle bir ayrım yok, genel bir görüntü verilmiş.
Kişileri gördükten sonra bize gösterilen bir diğer gösterge ise yemekler. Yemeklere baktığımızda iştah açıcı şekilde tasarlandıklarını görüyoruz. Ancak aynı zamanda onların pişirilmemiş, çiğ hayvanlar olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu güzellik bize çekici gelmiyor. Doğayı bütün çıplaklığıyla yediğimizi anlıyoruz.
Ayrıca masada bulunan yemeklerin hepsi et. Et gücü ve varsıllığı bizlere anlatıyor. Güçlüler masada, güçsüzler güçlülerin hizmetinde…
Kişiler yemekleri yedikçe bir alt kata düşüyorlar. Bulundukları çok katlı bina, bir dünya imgesi aslında. Açgözlülük ettikçe, tükettikçe kişiler alçalıyorlar ve kendilerini bir aşağı katta buluyorlar. Her bir kat aşağı düştüklerinde masa, yemekler ve kendi üstleri pisleniyor. Hepsi her şeyin ne kadar pislik içinde olduğunu bilmesine rağmen yemekten yani tüketmekten vazgeçmiyorlar.
Sahiden hepimiz bu düzenin içinde, hepimiz onun parçası, hepimiz pisliğin içinde değil miyiz?
Masadakiler yedikçe düşüyor, düştükçe yiyorlar ve bir yerden sonra sonsuz bir düşüş başlıyor. Film burada bize bir yanıt vermiyor ama sağlam bir soru soruyor: Sonraki katta ne olacak?
Zenginler açgözlülükle yemeye devam ettikçe, hizmetçiler bu duruma ayak uydurdukça daha ne kadar devam edebilir bu çelişik düzen? Yediğimiz, tükettiğimiz şey doğa, yaşam; kendimizi tüketiyoruz aslında. Bu bir film ama gerçek hayatta sonraki kat diye bir şey olmayacak. Yönetmenin vermediği yanıt izleyicide, bizde; böyle giderse çakılacağız…