Herkes Aslına Döner

Toni, İtalyan asıllı bir Amerikalıdır. Amerika’da İtalyanların yaşadığı bir mahallede yaşamakta ve bir gece kulübünde çalışmaktadır. Filmin başında gece kulübüne gelen zengin bir adam görürüz. Çok değer verdiği şapkasını kabul yerine bırakır ve görevliye, ona iyi göz kulak olmasını söyler. Bunu gören Toni, zengin iş adamı oradan ayrılınca görevliyi ikna ederek şapkayı alır.

Bu sırada gece kulübünde bir kavga çıkar ve baş oyuncumuz olayların tam ortasında kalır. Zengin iş adamı şapkamı kim çaldı diye ortalığı ayağa kaldırmıştır. Sahnenin sonunda Toni, kavgadan üstü başı kanlı bir şekilde çıkmış ve elinde şapkayla “şapkanızı kurtardım bayım”, diye caka satmaktadır. İşte filmin ilk beş dakikasında yönetmen bizlere kişiyi büyük oranda tanıtmış durumdadır: Kavgacı, üçkağıtçı, kurnaz bir adamdır, Toni.

Bir sonraki sahnede ise Toni’nin filmin tamamında işlenecek olan konuya ilişkin özelliğini öğreneceğiz. Sabah olmuştur ve musluk tamiri için evde iki siyahi işçi çalışmaktadır. Evin erkekleri televizyon başında maç izlemektedir ve Toni’ye İtalyanca olarak sorarlar: Toni bu “patlıcanlar” da nereden çıktı?

Bardaklar Çöpe

Toni’nin çevresi de tıpkı Toni gibi ırkçıdır. Amerika’da o dönemde siyahilere yapılan ırkçılık hepimizin malumu. Ancak bunu kendisi yabancı olan birinin bile yapması ırkçılığın ne düzeyde olduğunun göstergesidir. Öyle ki, Toni, siyahilere ikram edilen içeceklerin bardaklarını, onlar gittikten sonra çöpe atar. Toni’nin ırkçılığını tanıdığımız sırada film diğer bir önemli kişiyi devreye sokar.

İtalyan asıllı baş oyuncumuzun çalıştığı kulüp, tadilat nedeniyle yeni yıla kadar kapalı kalacaktır. Bu nedenle Toni yeni bir yer aramaya başlamıştır. Güvendiği bir arkadaşının önerisiyle bir sürücülük işine başvurur. Bu iş ilanını veren kişi Dr. Şörli’dir.

Toni görüşmeye gittiğinde ilginç bir çalışma odası ile karşılaşır. Odada biblolar, fil dişleri, hiç alışık olmadığı süs eşyaları ve bir taht vardır. Dr. Şörli’yi daha seyirci görmemiştir ama kafasında ona dair izlenimi, odanın tasarımı ile seyirciye verilmiştir. Toni tahtın karşısında bulunan oturgaca oturur ve beklemeye başlar.

Entarili Doktor

Az sonra Dr. Şörli, uzun entarisi ile karşımızdadır. Afrika kökenli siyahi bir Amerikalıdır Dr. Şörli ve kendisi bir müzik doktorudur. Saygın bir müzisyendir. Dr. Şörli tahta oturur. Şimdi odada birisi yukarıda oturan, üstün gözüken bir siyahi ve aşağı gözüken bir İtalyan vardır.

Oysa biliyoruz ki Toni’nin kafasında işler tam tersidir. Bu durumdan rahatsız olan Toni kurduğu iletişimde çoğu kez afallar. Şaşırmıştır ve savunucu bir iletişim biçimi kurarak genelde kendisini haklı çıkaracak ya da kendisinin üstün olduğunu kanıtlayacak şeyler söylemeye çalışmaktadır. Dr. Şörli ise göründüğünün aksine alçakgönüllü bir tavır sergiler.

Görüşme sırasında doktor, Toni’nin adının daha önce de çok kez kendisine söylendiğini, çıkacağı yolculuk sırasında olabilecek tehlikelerden ancak kendisinin koruyabileceğini söyler. Tony elbette kurnazlığını gösterir ve yüksek bir para ister. Doktor bu teklifi kabul eder ve ikili Amerika’nın güneyine, yani ırkçılığın en fazla olduğu bölgelerine dinleti vermek ereğiyle yola çıkarlar.

Değişim, Dönüşüm

Yazının bundan sonraki bölümlerinde sadece kişilikler için dönüm noktası olan, onları değiştiren ve dönüştüren sahnelerden bahsedeceğim.

Kısa bir özet ile başlamak gerekirse Toni’nin elinde bir kılavuz vardır. Kılavuzda, siyahilerin güneyde kalabileceği yerler yazmaktadır. Irkçılığın utanç belgesi olan bu rehberdeki yöne göre hareket ederler. Toni ve doktor arabada yolculuk boyunca, gittikleri, kaldıkları yerlerde yaşadıklarıyla, başlarına gelenlerle birbirlerini tanımakta ve değişip, dönüşmeye başlamaktadırlar.

Yine bir bölgeden diğerine yaptıkları yolculuk sırasında aralarında bir konuşma geçer. Radyoda çalan bir şarkıyı beğenen doktor, Toni’ye bunun hangi müzisyen olduğunu sorar. Toni bunun siyahi bir müzisyen olduğunu söyler ve doktorun bunu nasıl bilmediğine şaşırır.

Dr. Şörli de mi ırkçı?

Biz zaten Toni’yi tanımıştık şimdi ise diğer bir kişiliği: Dr. Şörli’yi tanıyoruz. Doktor, burada, beden diliyle seyirciye, Toni’nin sözlerinden rahatsız olduğunu gösterir. Rahatsız olduğu şey onun diğer siyahiler ile karşılaştırılmasıdır. Seyircinin aklına burada bir soru sokuluyor: Yoksa Dr. Şörli de mi ırkçı?

Ama bu nasıl olur? Siyahi birisi de mi siyahilere karşı ırkçılık yapıyor? Filmde bizlere verilen verilere baktığımızda bunun olmaması için bir sebep yok gibi gözüküyor. Doktor beyaz insanlara dinleti sunuyor, onlar için müzik yapıyor ve diğer siyahiler gibi yaşamadığını neredeyse her anda söylüyor.

Yemek sahnesinde, Toni kızarmış tavuk yemektedir. Yediği bu yemekten Dr. Şörli’ye ikram eder ve bunun siyahiler arasında çok sevildiğini söyler. Doktor yine bundan rahatsız olur ama Toni’nin ısrarlarına dayanamaz ve yemeye karar verir.

Nasıl yiyeceğini bile bilemeyen doktor burada, bugüne kadar elle bir şey yemedim hep çatal bıçak kullandım görüntüsü çizerek, seyirciye şu duyguyu yansıtır: Ben siyahi görünen bir beyazım, Toni ise siyahilerden nefret eden bir siyah.

Büyük Çatışma

Evet, kurmaca ilerledikçe yaratılan kişiliklerin göründüğü gibi olmadıklarını gördük. Sağlam yaratılmış kişilikler bundan sonra nasıl değişecek, izleyicinin zihninde oluşan etki nasıl değişecektir? Büyük bir çatışma ile.

Bir gece yolculuğu sırasında polisler, ikilinin arabasını durdurur ve bir siyahinin gece vakti dışarıda bulunamayacağını söyler. Toni polislerle tartışır. Polisler ne için bir siyahinin sürücülüğünü yaptığını sorar. Toni’ye sen de bir siyahisin diye hakaret ederler ve Toni polislerden birisine yumruk atar. Hapse giren ikili hapisten Dr. Şörli’nin yaptığı bir telefon görüşmesi sayesinde kurtulurlar.

İkili, yollarına devam ederken aralarında büyük bir kavga çıkar. Toni doktora sen gerçek bir siyahi bile değilsin, ama ben onlar gibi yaşıyorum, der. Doktor çok sinirlenir ve arabadan iner. Yürüyerek gitmeye çalışır ve Toni arkasından koşup onu durdurur. Doktor bağırmaya ve içini dökmeye başlar.

Kaybeden Yok

Bu kavgada doktorun aslında siyahilere karşı önyargıyı kırmak için bu dinletileri düzenlediğini, çok yalnız hissettiğini görürüz. Doktorun da ırkçılık yaptığını düşünen bizlere, doktorun içini iyice açan bu sahnede yaratılan tartışma, “kaybeden yok” kuralına göre tasarlanmıştır. Tartışmanın sonucunda iki kişilikte birbirini daha iyi tanımış bir şekilde yolculuklarına devam ederler.

Toni artık siyahilere karşı önyargılarını kırmıştır, Dr. Şörli ise aşağı gördüğü siyahi yaşam tarzına yavaş yavaş ayak uydurmaya, bir nevi kendisi olmaya başlamıştır.

Filmin sonlarına doğru yaşanan sahnede, yolculuğun son dinletisi olacak yerde, doktorun yemek yemesine izin vermezler. İkili buradan mekan sahibi ile kavga ederek ayrılırlar ve siyahilerin yemek yediği, birlikte müzik yaptığı bir yere gelirler.

Ölene Kadar Dost

Filmin başında ırkçılık yapan Toni, artık siyahi arkadaşının hakkını savunur olmuş ve siyahilerin arasında yemek yiyen, bundan hiç yüksünmeyen birine dönüşmüştür. Film boyunca beyaz insanlara müzik yapan ve siyahilerden kendini ayrı tutan Dr. Şörli ise sonunda, siyahi insanların içinde onlardan biri gibi davranır ve onlara müzik dinletisi sunar.

Artık kişiler, sağlıklı bir iletişim kurmuş bir biçimde ve birbirlerini daha iyi tanımış olarak evlerine dönerler. Kurmacanın başında siyahilerin su içtiği bardaklara bile dokunmaktan çekinen Toni dönüşür ve filmin sonunda doktor ile sarılırlar.

İlk başta daha çekingen ve korumacı olan Doktor ve savunucu olan Toni filmin sonunda sarılarak bütünleşirler ve kişilikleri birbirine yakınlaşır. Duygudaşlık yaşayabilen ve birbirlerini anlayabilen ikilinin, düşünceleri, davranışları değişmiştir. Bu değişim sürecinde yaşadıkları çatışmalar, tartışmalar büyük öneme sahiptir. Her iki kişi de yaşamlarına daha mutlu bir şekilde devam ederler. Kişiler, kendilerinin hakkında bildiklerini filmin sonunda değiştirmiş olurlar. Filmin gerçek bir öyküden uyarlandığını bildiğimizden, Dr. Şörli’nin ve Toni’nin ölene kadar dost kaldıklarını da biliyoruz.

Önceki İçerikİki Yaka Yarım Aşk ve Eksiklikler Gösterisi
Sonraki İçerikSonraki Kat
"Birisi kalkıp ben Mozart gibi beste yapıyorum, ben Dali gibi çiziyorum dese ona bu dünyadan zaten bir Mozart’ın, bir Salvador Dali’nin geçtiğini söylerdim."

Yorum

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya giriniz