Akira Kurosava, Nagazaki ve Hiroşima kentlerinin, abd ordusunca yok edilmesiyle yenilmiş bir ülkede; Tanrı diye görülen, güneşin oğlu imparatorun, alaşağı edilmesiyle inançları yıkılan yurttaşlarının arasında, özüne acınmak yerine, kendi sinema dilini oluşturarak direndi.
Yalın, öze dönük ve masrafsız denilebilecek düşük bütçeli yapıtları onu, yurdunun ve yurttaşının bun deminde bir umut ışığı olarak öne çıkardı.
KIZIL SAKAL
Kurosava’nın siyah beyaz çekilen son kurmacası Kızıl Sakal’da, öykü, hekimler üzerinden kurgulanmış ve usta çırak ilişkisi izleğinde Japonya’nın o günkü yaşamından kesitler aktarılmış.
Genç hekimin, imgelemindeki çalışma ortamından çok uzakta kalan gerçekler karşısındaki dikliği, giderek olması gereken düzeye evrilecek ve sonunda genç hekim, ülküsünü bencillikten kurtaracak, insanların iyiliği için çaba gösterecektir.
YEDİ SAMURAY
Japon ulusunun geleneklerinde köklü yeri olan Samuraylık üzerine kurduğu öyküsünde Akira Kurosava, toplumda karşılığı olan geçmişin derin öğelerini yapıtına taşır.
Japon sinemasını denetimleri altında tutarak, etki alanlarını istedikleri gibi yönlendirenlere karşın yitirİlmeyen direncin bir yansıması Yedi samuray.
Abd ile yapılan orantısız savaştan yenilgiyle çıkan Japonların, ortak bellek üzerinden bir korunma aracı durumuna geçen Japon sineması, olağanüstü koşullarda bile etkisini sürdürdü.
RAŞOMON
Raşomon, Ryunosuke Akutagava’nın iki kısa öyküsünün birleşiminden uyarlanan bir kurmaca. Ormanda bir adamın öldürülmesiyle başlayan film, yalanlar ve nedenleri hakkında çarpıcı irdelemeler yapıyor.
Öldürülen adamın yanında bulunan karısına tecavüz edilmiştir ve tüm olayları gören birkaç kişi vardır; O çevrede yol kesen bir uğru, ağaç kesmeye çıkmış bir oduncu ve gizemler dünyasında yolunu arayan bir gezgin. Fakat her biri, kadın da dâhil olmak üzere olayla ilgili farklı şeyler anlatınca, gerçeğe ulaşmak zorlaşmaktadır.